Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
BU GECEYE DÜŞEN HİKAYE MESNEVİ'DEN Bir nahiv* âlimi,bir gemiye binmişti.O kendini pek beğenmiş olan nahivci,yüzünü gemiciye döndürdü.Dedi ki: -Sen hayatında hiç nahiv okudun mu? Gemici; "Hayır." deyince nahivci: -Senin ömrünün yarısı hiçe gitmiş,deyiverdi. Gemicinin bu sözden gönlü kırıldı,öfkelendi;ama hemen cevap vermedi,sustu. Derken bir rüzgar çıktı,gemiyi bir girdaba sürükledi.O zaman,gemici,nahiv âlimine yüksek sesle selendi: -Ey hoca.söyle bakalım,sen yüzme bilir misin? Nahivci: -Ey hoş sözlü ve güzel yüzlü gemici,bilmem. Gemici: -Ey nahivci!Senin bütün ömrün hiçe gitti,çünkü bu gemi bu girdapta batacaktır.Şunu iyi bil ki burada,mahvolmayı bilmek gerek,nahiv bilmek işe yaramaz. GÜN GEÇER,HAFTA GEÇER,AY GEÇER... SÖZ SIRASI ENİNDE SONUNDA BİR GARİP GEMİCİYE DE DÜŞER... *Nahiv:Cümle bilgisi (Şefik Can,Mesnevi Tercümesinden alınmıştır.) MEVLANA                                                                          
Resim
                                                  ALTMIŞ AKILLI YETMİŞ FİKİRLİ         Evvel zaman içinde...         Kalbur saman içinde...         Develer tellal,pireler bakkalken..         Ben annemle babamın beşiklerini tıngır mıngır sallaken..         Annem kaptı maşayı babam kaptı dolmayı...         Kaç kaçmaz mısın?Kaç kaçmaz mısın?         Sen de olsan kaçmaz mısın?         Gittim gittim...         Az gittim uz gittim...         Dere tepe düz gittim...         Konarak göçerek,lale sümbül biçerek,         Altı ay bir güz gittim...         Bir de arkama baktım ki ne göreyim?         Bir iğne boyu yol gitmişim...         Bir varmış bir yokmuş.Bir kadıncağızın güzel bir kızı varmış.Kız büyüdüğü halde,kendisiyle evlenecek bir kimse çıkmamış.Günlerden bir gün kadın pencere önünde otururken,şık elbiseli,at üzerinde bir yolcu,yavaş yavaş geçmeye başlamış.Adam tam evin önüne geldiği sırada,kadın yüksek sesle kızına seslenmiş:           -Kızım kız
Resim
                                                           YARATICI YAZARLIK ATÖLYESİ Mİ? Yazarlık kursları,günümüz kullanımıyla   yazarlık atölyeleri (Yaratıcı yazarlık) var olduğu andan itibaren  “Yazarlık öğrenilebilir mi?” sorusuyla karşı karşıya gelmiştir.Dünyaca ünlü yazar   U mberto Eco sıkça karşılaştığı  “Nasıl yazıyorsunuz?”  sorusuna cevaben esprili bir savunma geli ştirir  ve “Soldan sağa.” der.Yazarların çoğu,eserlerinde kendi yazma yöntemleriyle ilgili ipuçları verir.Yaratıcı yazarlık kursları ,eserlerden yola çıkarak,bir metnin nasıl oluştuğunu anlamaya ve anlatmaya çalışır.Bunu öğrenen katılımcılar eğer yazma konusunda istekliyseler ve istikrarlı(dengeli,düzenli) çalışırlarsa,elbette bir ürün ortaya koyarlar.Günümüz internet hızını düşünürsek ve sosyal medya vesilesiyle her yazılanın muhakkak muhatap bulduğunu da hesaba katarsak,yazdıklarımızın eninde sonunda okuyucuya ulaşması  söz konusudur.Yazarlık atölyeleri bu noktada yol ve yöntem anlatan çalış

TOPLUM HAYATI VE ÇOCUK EDEBİYATI

Resim
                  25.11.2017 tarihinde Taze Kitap,Öğretmenler Günü hediyesi niyetine, "Çocuk Edebiyatı Muhabbeti"programı  düzenledi.Programda alanında uzman bir sürü isim konuşmacı olarak yer aldı.Başta Zeynep Sevde olmak üzere ,emeği geçenlere teşekkür ediyorum.Programda aldığım notları  paylaşmadan evvel,2005 yılında hazırladığım "Çocuk Duygusu Dergisinin İncelenmesi" tezinin ön sözünde yer alan "Toplum Hayatı ve Çocuk Edebiyatı" yazımı,konuyla bağlantılı olduğu için, paylaşmak istedim.Keyifli okumalar...                                                      TOPLUM HAYATI VE ÇOCUK EDEBİYATI             1830 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı'yla,toplum hayatında pek çok değişiklikler meydana gelmiştir.Osmanlı İmparatorluğu bu fermanla,siyasi fayda beklentisinin yanında,müslim ve gayr-i müslimler arasında şahsi haklar açısından eşit bir cemiyet düzeni kurmayı amaçlamıştır.Bu durum,mevcut Osmanlı yapısına ağır bir darbe vurmuştur.Daha s
Resim
                                                                       Röportaj/FatmaGeçer-Barış Kıvılcım Bir varmış bir yokmuş,masal yolculuğuna devam ediyoruz.Bu sayımızda, “Bir yokluk, başka bir yerde var olmama neden oldu” diyerek masal yolculuğuna başlayan,“Şifahen Masallar” kervanının kurucusu, Küçük Hezarfen, Canım Kardeşim gibi çocukların gönlüne taht kurmuş çizgi filmlerin senaristi,yazar,hikaye ve masal anlatıcısı Beyza Akyüz yer aldı. Masal yazarken TRT için çizgi filmler yazmaya başlayan Beyza Akyüz’le daha neler mi konuştuk?Keyifli okumalar. Beyza Akyüz, kayısı zamanı 1982’de Bolu’da doğdu. Alman Filolojisi okudu. TRT’de editör ve danışman olarak çalıştı. Küçük Hezarfen, Canım Kardeşim, Çelebi ve Laklak, Çomar, Tomar, Kömür gibi sevilen çizgi filmlerin senaristi. Tutkulu bir hikaye toplayıcısı ve anlatıcı; 2013 yılından bu yana her yaştan dinleyiciye, bin bir çeşit mekanda “Şifahen Masallar” anlatıyor. Zeytin yemeyi çok seven kedisi Sunnyboy ile Çengelköy

EY MASAL! NEREDEN GELİR NEREYE GİDERSİN?

Resim
                                                                                        Mevlana Mesnevi'de "Hamdım,piştim,yandım "diyor.Bu sözü kamil insan olma yolculuğuna çıkan  kişiler için söylüyor.Biliyoruz ki her ortaya çıkan varlığın ,olgunun,olayın,sanat eserinin,icadın ortaya çıkış evreleri vardır.Masallar da bu değişimi kendi içinde en çok yaşayan bir tür olarak karşımıza çıkar.Neden en çok masallar? sorusunun yanıtı ise,masalların dilden dile aktarılarak günümüze ulaşmış olmasından kaynaklanır.Genel olarak,dünyada masalın kaynakları ve çeşitlerinden özelde de Türk masallarından kısaca bahsetmek isterim.        Eski araştırmacılara göre ilk masallar,Hint Veda'larıdır.Hindistan'da ortaya çıkan bu masalların deniz yoluyla Avrupa'ya ulaştığı ve dünyaya yayıldığı kabul edilir.O dönem yolculuklar çok uzun sürdüğü için gemilerde masalcılar da bulunur,bunlar,her gün gemidekilere çeşit çeşit masallar anlatırmış.Bu masalların da  Hindistan'a  ,Ba

MASAL NEDİR?

Resim
                                                                                                              Ne bilginler geldi,neler buldular!                                                     Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar.                                                     Hangisi yarıp geçti bu karanlığı?                                                     Birer masal söyleyip uyuyakaldılar.                                                                                                                                                                        Ömer Hayyam                                                                                                                               MASAL NEDİR?     Masal, sözlükte ;"Genellikle halkın yarattığı,ağızdan ağıza,kuşaktan kuşağa sürüp gelen,olağan dışı olayları anlatan ,öğüt veren hikaye." şeklinde tanımlanmaktadır.Ahmet Kabaklı ,masal için   "Günlük hayatın sınırlı,kuru gerçeğiyle yetinmey

BİR SAGALASSOS MASALI HER ŞEY BİR TESTİ İLE BAŞLADI

Resim
BİR SAGALASSOS MASALI HER ŞEY BİR TESTİ İLE BAŞLADI             Her zamanki sabahlardan birinde çocuk,annesinden su istedi. “Hava çok sıcak,soğuk su istiyorum .” diye de bir açıklama ekleyiverdi.Anne elinde sürahiye benzer bir kaptan ,çocuğa bir bardak su verdi.Suyun tadı çocuğa çok farklı gelmişti. “Anne bu suyun soğukluğu tam istediğim gibi ama tadında ıslanmış toprak kokusu aroması var.” Çocuk haklıydı çünkü annenin elinde bir testi vardı ve testiler topraktan yapılırdı.Çocuk ilk defa topraktan yapılmış bir eşya görüyordu. Çocuğun,“Bunu nereden aldın?” diye sormasıyla ,yaz tatilinde Burdur’a anneanne,dede ve akraba ziyaretlerinden sonraki gezi rotası da belirlenmiş oldu.Anne, “Bunu bize anneannen ve deden hediye etti.Onların doğduğu köyde , ismi Çanaklı(Mamak),çok eski zamanlardan bu yana topraktan eşyalar yapılıp,kullanılırmış.Bu kapların geçmişi kadim zamanlara dayanır.Eski çağlarda,dedenlerin yaşadığı şehrin(Burdur) bulunduğu yere Pisidya denişrmiş.Pisidya’n