OĞLUMLA DOĞA VE TARİH GEZİLERİ

TÜRKİYE İŞ BANKASI MÜZESİ

Bir çocuğun ufkunu neler açar? Bu soruya verilen cevaplara bakıldığında, “kitaplar ve okumak” ilk sırada yer alıyor. Devamında geziler, doğa, oyunlar, aktiviteler, sinema, tiyatro geliyor. Çok az akla gelen bir cevap var ki aslında üst sıralarda yer almalı: “Müzeler”

Müzeler, tarihin ve hayatın içinde saklı olduğu birer definedir. Müzeye gittiğinizde gezmekle kalmaz, geçmiş hakkında bilgi edinir, gelecek adına projeler üretmenin ilk adımını da atmış olursunuz. Bunu çok önemsiyorum. Bu sebepten ziyarete gittiğimiz yerlerin müzelerine de muhakkak uğruyoruz.
Bu anlamda İstanbul, çok fazla imkâna sahip bir şehir. Her türlü içeriğe sahip müze gezme olanağı var. Bankacılık, para ve tasarruf konusunda bir müze var ki bu kavramları çocuklara öğretmek ve bu anlamda bilinç kazandırmak adına illa ki ziyaret edilmeli. Bu müze Eminönü’nde, yani İstanbul için merkezi bir mekân. Öyle ki bu mekân, Cumhuriyet’in ilk banka müzesi olma özelliğine sahip: “Türkiye İş Bankası Müzesi”

Müzenin içinde yer aldığı bina, sizi dış görünüş itibariyle hemen etkisi altına alıyor. Zira bu bina aslında 1840’da Osmanlı Posta Teşkilatı kurulduğu andan itibaren, posta hizmetlerini yürütmek için kullanılan bir bina. 1870’de İstanbul Postanesi (Postahane-i Âmire) olarak isim değiştiriyor. İlk hali ahşap olan bu bina zamanla ihtiyacı karşılayamaz olunca şimdiki kâgir bina inşa edilmiş. 1909’daysa postane, Sirkeci’ye taşınmış. Bir süre paket postane olarak kullanılmış. 1928’de Türkiye’nin ilk bankası olan İş Bankası’na devredilmiş ve 2004 yılına kadar banka olarak işlevini sürdürmüş. 2007 Kasım ayından bu zamana kadar da müze olarak hizmet veriyor.

Bu bilgileri çocuklara bu şekilde anlattığımızda ilgi çekici olmuyor ama aynı bilgiler müzeyi gezerken verildiğinde hem ilgilerini çekiyor hem de bilgiler kalıcı hale geliyor. Bu anlamda da müze ziyaretlerini çok önemsiyorum.

Neden Gitmeliyim?

Türkiye İş Bankasının kurulduğu günden bu yana, Türkiye’nin ekonomik gelişimine tanıklık eden belgeleri, bankacılık gereçlerini, iletişim araçlarını, fotoğrafları, resimleri,   reklam ve promosyon malzemelerini, filmleri görmek adına gitmeliyim.

Cumhuriyetle kurulan bir bankanın, ülkenin iyi kötü her anına şahit olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. İkinci Dünya Savaşı’nın olumsuz etkileri ve iktisadi mücadeleyi gelecek nesle daha somut aktarabilmek ve kalkınma adına yapılan (Cam fabrikası gibi) çalışmaların bu bankanı desteğiyle olduğunu aktarabilmek için müzeye gitmeliyim. Özellikle de patates ve soğan fiyatlarının el yaktığı şu günlerde, paranın kullanımı hakkında çocukların bilinçlendirilmesi çok elzem diye düşünüyorum.


Müzede Ne Var?

Müze iki katlı. Bir de bodrum katı var. Bodrum kat kasaların olduğu bölüm. Kasalara doğru ilerlerken, “Işık Koridoru” ndan geçiyorsunuz ki hayli ilgi çekici ve eğlenceli  (İnstagramda post olarak paylaşmıştım.) Sayılarla dolu bir dünya… Kasaların olduğu yer paranın, eşyanın, mücevherin saklanmasının yani aslında bir sırrı saklamanın ne kadar zor ve kıymetli olduğunu anlatabilmek adına gayet elverişli. Hususi kaslarda yer alan bazı eşyalar, sizleri tarihi bir serüvene sürüklüyor ve gülümsetiyor. Çocuklar “değerli” olanı muhafaza etmenin inceliklerini öğreniyor.

Giriş katta, ilk şube ve kullanılan eşyalar var. Malum, İş Bankası deyince akla reklam ve Cem Yılmaz geliyor. Bu katta bir reklamın aşamalarını duvara yansıtılmış dijital platformda izleyebilirsiniz. Çok eğlenceli bir bölüm… 

Cem Yılmaz’la fotoğraf çektirebilir ve reklam kullanılan malzemeleri görebilirsiniz. Yine tanıtım için yapılmış çizgi filmleri mıknatıslı kulaklıkla izleyebilir; dümeni bir gemici edasıyla çevirerek dönemlerin reklamlarını görme şansına ulaşabilirsiniz.

İlk radyo ve ilk televizyon… Bunlar da çocukların en çok ilgisini çeken iki eşya… Zeki Müren için ayrılmış bölüm ayrı bir sohbet konusu. Okur mektupları sizi gülümsetiyor. Günümüzün dijital çocuklarının eski bir radyonun düğmesine dokunması bir hayli güzel bir zaman yolculuğu oluşturuyor.
Birinci kattaysa, yıllara göre bankacılık nasıl yapılırdı ve hangi malzemeler kullanılırdı tanık oluyorsunuz. 











Öyle ki “akıllı telefonla” yapılan işlemlerin, bu hale gelene kadar geçirdiği aşamalar çocukları çok şaşırtıyor. Özellikle de hesap yapmak için kullanılan büyük makinelerin, birini yaptığı işi diğerinin yapamaması hayrete sürüklüyor.

Bu katta aynı zamanda Atatürk Salonu ve Şişecam’a ait bölümde var.

Neler Yapabilirim?

*Müze ziyareti öncesi, mekân hakkında internetten bilgi toplanabilir.

*Müzeyi gezerken, eşyalarla Türkiye’nin geçmişinden bu zamana kadar geçirdiği aşamalar konuşulabilir.

*Çocuklar, bireysel ya da toplu etkinliklere katılabilir. (Etkinlikler çocukların para ve iktisat konusunda bilgi sahibi olmasını amaçlıyor. Ücretsiz yapılan bu etkinliklere katılmak için internet üzerinden rezervasyon yaptırılması gerekiyor.)

*Karne hediyesi kitabınızı almayı unutmayın!

*İş Bankası Kültür Yayınları’nın bastığı kitapların satışının yapıldığı kitapçıya uğramayı da unutmayın. Kitaplar indirimli satılıyor!

*Gezerken, müzedeki eşyaların işlevine bağlı, minik canlandırmalar yaparak oyun oynayabilirsiniz.

Gezi tamamlandıktan sonra, sırada öğrendiklerimizi pekiştirmek var. İsterseniz Galata Kulesi’ne nazır deniz kenarında çayınızı yudumlarken müze üzerine sohbet edebilirsiniz. Yanınızda malzeme getirdiyseniz, resim yapabilirsiniz. Oradan edindiği kitaplar üzerine de ön konuşma yapılabilir. 

Dahası, size kalmış…

Özellikle de yaz aylarında kitap okumak istemeyen çocuklar için, müzelerin ziyaret edilmesi çok kıymetli, etkileyici ve ilgi çekici… (Tecrübeyle sabittir!)

Geçmiş ve gelecek arasında köprü olarak duran müzeler, siz ziyaretçilerini bekliyor. Şimdiden keyifli gezmeler.

Fatma Geçer Devrim

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir varmış bir yokmuş: Taş Masalları

ENDİŞE AĞACI(KİTAP TAVSİYESİ)