BİR CUMARTESİ HİKÂYESİ ( Zeynep Sevde Paksu ve”Bay Ka Buk ve Ejder”)
BİR
CUMARTESİ HİKÂYESİ
Zeynep Sevde Paksu ve”Bay Ka Buk
ve Ejder”
Zeynep
Sevde Paksu, 2001'de başladığı
meslek hayatına çeşitli yayın organlarında muhabir, editör, çevirmen, yayın
yönetmeni, çocuk kitabı yazarı, telif hakları sorumlusu olarak çalıştı. İlk
çocuk kitabı 2009 yılında yayınlandı. Şimdiye kadar yayınlanmış 15 çocuk kitabı
vardır.2007 yılında çocuk kitapları ve dergileri üreten Taze Kitap’ı kurdu.
Meraklı Uğur Serisi, Kayıp Oruç Balığı, Kaplumbağa Battuta Günlükleri serisi kitaplarından
bazıları… Son kitabı Bay Ka Buk ve Ejder.14.01.2017 tarihinde Kidsnokk’ta
Zeynep Sevde Paksu, Bay ka Buk ve Ejder kitabından yola çıkarak, hayalden başlayıp,
yazar ve çizerden kitapçı rafına, bir kitabın oluşum serüvenini anlattı. Bu
seminerde neler vardı onları sizinle paylaşacağım ama önce Bay Ka Buk ve Ejder’in
konusundan kısaca bahsedelim:
“Zeynep sevde 'Ülkemin tüm ürkek ejderlerine.' diyerek kitabı, kabuğunu kırıp hayallerine ulaşmak için mücadele eden küçük
büyük herkese ithaf etmiş. Neden mi? Çünkü kahramanımız kabuğun içinde yaşayan
ve Ka Buk ne derse onu sorgulamadan yerine getiren bir ejderha. Sade bir evi var,
her gün yumurtlak ile besleniyor ve aynı işleri yapıyor:
“Ejderin
evi küçüktü. Her sabah uyanınca önce yatağını toplar, yüzünü yıkar ve bir tabak
yumurtlak yerdi. Sonra yerleri süpürür ve eşyalarının tozunu alırdı.
Bütün bunları yaptıktan
sonra hiç işi kalmazdı. Koltuğuna uzanır ve hayal kurmaya çalışırdı. Ama bir
türlü kuramazdı.
“Bay Ka, hayal nasıl
kurulur?”diye sordu bir gün.
“Ben çok güzel hayaller
kurarım
Bayılır hayallerime
akrabalarım
Hayal, bir turşu
çeşididir.
Biraz acı, biraz da
ekşidir.
Ama sen uzak durmalısın
hayalden.
Seni hasta yapar mahvolur
miden.” Dedi Bay Ka.”
Her şeyin rutin olduğu bu yerde ejder, yumurta kabuğunda
bir çatlak görür ve dışarıyı merak eder. Bay Ka ise dışarının ona acı vereceğini,
mutsuz olacağını söyler. Ama ejder büyüdükçe yumurtaya sığmaz ve kabuk kırılır.
Dışarı çıkınca düşer, Bay Ka haklıymış diye düşünür fakat sonra dizini tutarak
yürümeye başlar. Başarmıştır.”Sen gerçekten bir ejderha mısın?” diyen bir
çocukla tanışır. Çocuk “Tam hayallerimdeki gibisin” deyince, ejder ondan hayal
kurmayı öğretmesini ister. Sadece aklını serbest bırakması yeterlidir. Çocuk
ejderin sırtına atlar ve keşif başlar.
Ejder her gittiği
yerden Bay Ka’ya mektup yazar. Ona kızgın değildir çünkü Bay Ka sadece ona öğretilenleri,
kendince doğru bildiklerini yapmıştır. Ejder son olarak Bay Ka’nın da dışarıyı
görmesi için cesaret etmesini diler.”
Yazardan
ve kitaptan bahsettikten sonra semineri anlatabilirim. Elektrik kesintisi
dışında her şey çok güzeldi. Elektrik olmadığı için görsel üzerinden
dinleyemedik serüveni ama bu durumu fırsata dönüştürüp Zeynep Sevde ile daha
çok sohbet imkânı bulduk.
Zeynep
Sevde, İlk olarak kitabı okumaya başladı. Çünkü kitap bir çocuk kitabı,
dinleyiciler ise benim gibi yaş almaya başlamış kişiler. Ben Zeynep Sevde’nin
tam karşısında oturuyordum ve gayr-i ihtiyari “ kitabı okuduk” dedim.
Gülümsedik. Ve içimden ben konuşmaya devam ettim (Henüz oğluma bile okumadım,
önce ben okudum çünkü ben de herkes gibi, ejder gibi bir gün kabuğumu kırdım,
dışarı çıktım. Ne diyordu Ejder ilk kez dışarı çıkıp ayağı kayıp yere
düştüğünde kitapta: “Bay Ka bana söylemişti. Düşersin demişti. Beni şimdi kim koruyacak?
Ne yapacağım ben! Dedi hıçkıra hıçkıra”Dışarısı çok tehlikeliydi ama hayallerim için bazı tehlikeleri göze almam gerekirdi.)
Okumanın
ardından “Bir çocuk kitabı nasıl yazılır?” sorusu ile aşama aşama, bir fikrin
kitaba bürünme serüvenini anlattı Zeynep Sevde: “Fikir olarak aklımdaydı, bir
karakterin kabuğundan çıkmak istemesi yeni keşifler. İlk kez yurt dışına
çıkınca düşündüm. Zamanla kurguya dönüştü. İki sene öce otururken ejder yavrusu
ile hayallerimi birleştirdim.” şeklinde fikir ve kurgu bağlantısını örneklendirdi.
Hikâyeyi
yazdım, burada yazarın işi biter, editör devam eder. Ama ben hem yazdım hem de
kitabımın editörlük kısmını da yaptığım için, edisyonu da hallettim. Resimli
kitaplar 16,32,40 sayfa gibi gider,48 sayfa üzeri hikâye kitabıdır. Resimli
kitaplar ortalama 32 sayfadan oluşur. Bu kitap da 32 sayfa. Yani 14 sayfa
yazmak gerekiyor.28 sayfanın her iki sayfası bir kitap, kurgu yapılıyor,
dolayısı ile 14 paragraf olması gerekiyor.
Yazma
işi bitince iş sırası çizerde. Kitabı çizimlerini Mert Tugen yaptı. Çizere
ayrıntıları çok iyi anlatmak gerekiyor. Her sayfadaki az görünen yazıların
çizer tarafından iyi resmedilmesi için, uzun tasvirler yaptım. Aslında resimli kitaplarda
iki farklı hikâye var. Metinde olmayan illüstrasyonda olan şeyler var.
İllüstrasyonda verileni metinde vermeye gerek yok. Çok konuşmak insanı sıkar,
çok yazı da insanı sıkıyor.
Anlatım
sohbet şeklinde ilerlediği için soru cevap yöntemi çok sık kullanıldı. Bir
dinleyici “Neden ejderha?” diye sorunca, Zeynep Sevde “Çünkü kabuğunun içinde
hiçbir şey ama kabuğunu kırınca bir ejderha” şeklinde yanıtladı. Kitabın
isminin ilk yazdığı zaman belli olduğunu söyledi. Ejderhanın rengi umudu temsil
ettiği için mavi.
Çocuk
kitabı iki şekilde oluşuyor:
1.
Eğitim kitabı
2.Bir
şey aramayın fikir sizi bulacak.Bu da çocuk edebiyatının başladığı yer.
(Bir
kitabın ortaya çıkış aşamalarını anlatırken, metne bağlı kalınmadığı için konu
doğaçlama ilerledi. )Çocuk kitabı yazmak isteyenlere Fatma Şerafeddin’in bir
sözüyle cevap verdi: “1000 tane çocuk kitabı okumadan, çocuk kitabı yazılmaz.”
Tasarım
aşaması; daha önce de belirttiğim gibi yazmak dışındaki her aşama editörün işi
,ben bu kitapta aynı zamanda editör olduğum için genel bilgi veriyorum.Font
seçiliyor.25 fontun içinden seçtik.Bay Ka Buk metinleri sarı renkli.Font
önemli.Yazı aralıklarının çok sıkışık olmaması lazım.Elbise tasarlamak
gibi.Sağlama yaparak ilerliyoruz.Sayfa numaralarını bile kırılmış yumurta
seçtik.Küçük ama önemli detaylar..
Kitap
tasarımda; ana karakter Ejder olduğu için büyük çizildi. Ejder yazısında kanat
ve boynuz var. Arka kapakta yumurta kırılmış ve ışık var.
Artık
kitap pdf haline geldi, hazır, baskıya gidecek. Bundan sonrası yayınevine ait.
Matbaadan fiyat teklifi alınıyor.
Biz
bu kitapta kuşe kâğıt kullanmadık. Kuşe kâğıdın ışıkta parladığını ve gözü
yorduğunu yeğnime kitap okurken fark ettim. Onun için kuşe kâğıt kullanmadım.
Konu
konuyu açtı, soru soruyu getirdi ve bir saat olarak planlanan konuşma süresi
bir hayli uzadı. Ama hani denir ya alan memnun satan memnundu. Bu arada
Kidsnook çocuklara da güzel ev sahipliği yaptı, biz kitabın nasıl yazıldığını
konuşurken çocuklar kitap ile ilgili bol bol etkinlik yaptı.
Seminer
sonrası yazarımızı bulmuşken kitabını imzalatmadan ve kısa da olsa birebir sohbet etmeden olmazdı. Bütün misafirlerle tek tek ilgilendi yazarımız. Ben
oğluma ve yeğenime hayallerinin peşinden hep koşmalarını için teşvik etmek adına
birer tane “Bay Ka Buk ve Ejder” imzalattım. Kitabı ilk kendimin alıp okuduğunu
da söyledim. Bu arada kahve içiyordu, bir iki kelam da kahve üzerine ettik.
Kidsnokk’a
gitmişken Ayşegül Dede ile de tanışma imkanı buldum. Ayaküstü de olsa masal
ve hikâye okuma üzerine konuştuk.
Kitabı
7den 70 e herkesin okumasını tavsiye eder, Zeynep Sevde Paksu ile buluşmamıza
ev sahipliği yapan Kidsnook ve Ayşegül Dede’ye tekrar teşekkürlerimi iletirim.
Emeklerine sağlık…
Masalokuyalım/Fatma
DEVRİM
Yorumlar
Yorum Gönder