Kayıtlar

BİR SAGALASSOS MASALI HER ŞEY BİR TESTİ İLE BAŞLADI

Resim
BİR SAGALASSOS MASALI HER ŞEY BİR TESTİ İLE BAŞLADI             Her zamanki sabahlardan birinde çocuk,annesinden su istedi. “Hava çok sıcak,soğuk su istiyorum .” diye de bir açıklama ekleyiverdi.Anne elinde sürahiye benzer bir kaptan ,çocuğa bir bardak su verdi.Suyun tadı çocuğa çok farklı gelmişti. “Anne bu suyun soğukluğu tam istediğim gibi ama tadında ıslanmış toprak kokusu aroması var.” Çocuk haklıydı çünkü annenin elinde bir testi vardı ve testiler topraktan yapılırdı.Çocuk ilk defa topraktan yapılmış bir eşya görüyordu. Çocuğun,“Bunu nereden aldın?” diye sormasıyla ,yaz tatilinde Burdur’a anneanne,dede ve akraba ziyaretlerinden sonraki gezi rotası da belirlenmiş oldu.Anne, “Bunu bize anneannen ve deden hediye etti.Onların doğduğu köyde , ismi Çanaklı(Mamak),çok eski zamanlardan bu yana topraktan eşyalar yapılıp,kullanılırmış.Bu kapların geçmişi kadim zamanlara dayanır.Eski çağlarda,dedenlerin yaşadığı şehrin(B...

KİTAPLARARASI

Resim
UNUTURSUN/METAL YORGUNLUĞU          Derin bir nefes aldım.Gözlerimi kapatıp,denizi izlemeye başladım.Kulağıma gelen bu sesler,çok çok tanıdık.Konuşmalar çok sakin,ağır ve yavaş,sanırım konuşanların yaşı bir hayli ileri. Arada "tak tak" sesi geldiğine göre ,birinin elinde baston olmalı.Bunlara kaşık şıkırtısı da eklendi.Çay içiyorlar,her yudumda gelen öksürük de cabası.Biri diğerine,elinde ne tuttuğunu sordu.Ben de merak ettim.Fotoğrafmış,elinde tuttuğu eski,siyah beyaz bir fotoğrafmış.Oturduğum sandalyeye iyice yerleştim.Birinin elinde baston birinin elinde fotoğraf olan bu kişilere kulak kabarttım.Başka bir şey içer misiniz? diyen garsona da ,iki kahve söyledim. Bastonlu adam(Her konuşma öncesi illa ki tak tak sesi): -"Ülkemde bugün ne yaşadığımızı anlamak,anlamaya çalışmaktan çok daha yorucu."(1) Çok sevdiğim bir kadın yazarın cümlesini seninle paylaşmak istedim azizim. Elinde fotoğraf tutan adam: -Demin düşünüyorum da ,bizim ülkemi...

OĞLUMLA DOĞA/TARİH GEZİLERİ BİR AYAZMANA MASALI

Resim
OĞLUMLA DOĞA/TARİH  GEZİLERİ          BİR AYAZMANA MASALI Pisidyada’yız.Yani Göller yöresindeyiz.Pisidya’nın en önemli iki şehrini Burdur ve Isparta’yı her yıl muhakkak ziyaret ederiz.Çünkü oğlumun anneannesi ve dedesi yani benim annem ve babam ve geniş ailem Burdur’da yaşamakta.Yine bir akraba ziyareti esnasında ,masal halkası oluşturduk.Çaylarımız hazır,büyükler olmasına rağmen benden masal anlatmamı istediler.Ben de çayın verdiği cesaretle  başladım anlatmaya: “Çok eski zamanlarda,şimdiki Isparta’nın Ayazmana mahallesi denilen yerinde bir anne ile kızı varmış. Evleri de tek odaymış. Bunların bir sürü koyun ve kuzuları varmış ama suları yokmuş. Koyun ve kuzuları sulamaya çok uzaklara giderlermiş. Kız  koyun ve kuzuları sulamak için uzaklara gidip gelmekten bıkmış, Allah’a yalvarmış: “Allah’ım ne olaydı, şuracıkta su olaydı… Su çıkarda istersen evimin ortasından çıkar” demiş. Bunun üzerine odanın ortasından...

HAYDARPAŞA,BEN VE İSTANBUL

Resim
HAYDARPAŞA,BEN VE İSTANBUL Seninle 1997 yılında serin ve tatlı bir rüzgar yanaklarımı okşarken , eylül ayında tanıştım.Ben de Anadolu’dan gelmiştim ;elimde valizim,cebimde umutlarım ve dünyayı değiştirme hayallerim de yanımdaydı. Merdivenlerinden indim ve eski Türk filmlerindeki bakışı attım İstanbul’a . Yalnız değildim ,yanımda benimle aynı üniversiteyi kazanmış memleketli dostlarım da vardı.Sana uzun uzun baktım.O an içimden bir şeyler koptu. Bütün heybetine rağmen,bir tarafın kırık döküktü.Kalabalıklar içinde yalnızım der gibiydin.Belli ki dertleşmek için beni seçmiştin ama benim vaktim yoktu. Çok heyecanlıydım.Çünkü ortaokulda ilk kez İstanbul’a geldiğimde,Beyazıt Camii’nin yanındaki tarihi Çınaraltı’nda çay içerken ilk görüşte aşık olduğum üniversitenin edebiyat bölümünü kazanmıştım ve bir an önce sevgilime kavuşmak için can atıyordum.O da beni aynı heyecanla bekliyor diye düşünüyordum.Sahiden ,o da beni bekliyor muy...

Yıldız'a Bi Şiirler Oldu/YTÜ 1002 Röportaj

Resim
YTÜ 1002 RÖPORTAJ                                    Fatma GEÇER(DEVRİM)/Etkinlik-Röportaj Yüzlerinde gülümseme ,yüreklerinde heyecan bir grup Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi beni karşıladı.İkramların ardından,salona geçtik ve sahnede müzikler,şiirler uçuşmaya başladı.Programı nefessiz izledim.Duygulandım ve hayata dair umutlarım yeniden filizlendi.Çünkü ben inanıyorum ki bir yerlerde her şeye rağmen şarkı söyleniyor ,şiir okunuyorsa hayata tekrar gülümseyerek bakabilmeniz için en büyük sebeptir.Program sonrasında ,YTÜ1002 Şiir topluluğunu daha yakından tanımak istediğimi söyledim.Seve seve kabul ettiler zira ortaya koydukları güzelliğin fark edilmesi hedeflerine ulaşmışlardı.Buluşma günü ayarladık ve vedalaştık. Buluştuğumuz gün Ramazan ayına denk geldiği için iftar yaptık.İftar sonrası bu muhteşem çocuklar,bana bir şiir ziyafeti daha yaşattı ki,tadı hala damağımda.Şiirleri...