Kayıtlar

NEDEN TEKRAR DOSTOYEVSKİ ?

Resim
NEDEN TEKRAR DOSTOYEVSKİ? Okuma yazma öğrendiğim andan itibaren tabir yerindeyse elime ne geçerse okudum.İlk,orta ve lise eğitimim küçük bir şehirde geçti.Küçük şehrin mahalle arasında, kendisi gibi küçük bir ilk okulda  ama kütüphanesi bir hayli zengin bir ilkokul.Bu kütüphane bana büyük umutların habercisi gibiydi.Oradaki kitapların  hepsini dost edindim.Yetmedi,yine mahalle arasındaki kütüphaneye düzenli olarak gittim.Oradaki çoğu eseri de okudum.Ama okumalarım dediğim gibi elime ne geçerse tarzında idi.Liseye gelene kadar.Lise edebiyat öğretmenim neyi nasıl okumam konusunda bana yol gösterdi.İyi ki de göstermiş.Okumamı tavsiye ettiği ilk isimlerden birisi de Rus yazar Dostoyevski idi.Aslında ben onun ortaokulda kütüphanede gördüğüm “Suç ve Ceza” kitabını okumuştum.Ne anlamıştım?Anlamıştım işte kendimce bir şeyler…Hocam büyüdüğümü ve aynı kitabı tekrar okumamı söylediğinde onu dinledim ve okudum.Bu defa en azından kitabın konusu ve içindeki öyküler daha da anla...

MOZART DİNLEYEN SEBZELER VE OMLET TARİFİ

Resim
MOZART DİNLEYEN SEBZELER VE OMLET TARİFİ İlginç bir zaman yaşıyordu ve sebepsiz canı hiçbir şey yapmak istemiyordu.Evdeki herkesi gönderdikten sonra ,zorunlu olarak evde kalmanın ağırlığı olabilir miydi?Yıllardır alışık olduğu bir düzen vardı  ve bu düzen artık yoktu.Farkındaydı,bu hayata çivi çakmak için gelmemişti.Ama yine de alışkanlıklar o kadar yer etmişti ki her zerresine ,şimdiye kadar yaşadığının tam  tersi yaşamak zor geliyordu.Bir odadan diğerine,koltuktan sandalyeye,çaydan kahveye ..Gel gitler yaşadı.Değişen tek şey hissettiklerinin zihnindeki  sırası oldu,gözünü açıp kapattı, hakikat olduğu gibi  karşısında duruyordu. “Su an hangi karakter beni en iyi anlatır?” dedi kendi kendine. “Kesinlikle Oğuz Atay Beyaz Mantolu Adam” diyerek soruyu ,sorar sormaz cevapladı.Hikayenin başından sonuna kadar dışarıya çıt çıkarmayan adam ,insanlara tepkisini tepkisizlikle aktarıyordu.Sonunda…Durdurdu kendini “Evet şu an tam da onun gibi hissediyorum ama hikayenin sonu...

BİR CUMARTESİ HİKÂYESİ ( Zeynep Sevde Paksu ve”Bay Ka Buk ve Ejder”)

Resim
BİR CUMARTESİ HİKÂYESİ              Zeynep Sevde Paksu ve”Bay Ka Buk ve Ejder” Zeynep Sevde Paksu, 2001'de başladığı meslek hayatına çeşitli yayın organlarında muhabir, editör, çevirmen, yayın yönetmeni, çocuk kitabı yazarı, telif hakları sorumlusu olarak çalıştı. İlk çocuk kitabı 2009 yılında yayınlandı. Şimdiye kadar yayınlanmış 15 çocuk kitabı vardır.2007 yılında çocuk kitapları ve dergileri üreten Taze Kitap’ı kurdu. Meraklı Uğur Serisi, Kayıp Oruç Balığı, Kaplumbağa Battuta Günlükleri serisi kitaplarından bazıları… Son kitabı Bay Ka Buk ve Ejder.14.01.2017 tarihinde Kidsnokk’ta Zeynep Sevde Paksu, Bay ka Buk ve Ejder kitabından yola çıkarak, hayalden başlayıp, yazar ve çizerden kitapçı rafına, bir kitabın oluşum serüvenini anlattı. Bu seminerde neler vardı onları sizinle paylaşacağım ama önce Bay Ka Buk ve Ejder’in konusundan kısaca bahsedelim: “Zeynep sevde 'Ülkemin tüm ürkek ejderlerine.' diyerek kitabı, kabuğu...

SADECE SADE KAHVE

Resim
                                                            Sadece  Sade Kahve      Ben kahveyi sade severim.Orta ,şekerli,az şekerli cinsinden sade olanı değil;sadece sade kahve...      Yanında fal ya da falcı aramam mesela.hatta işimizin fallara kalmasının insan ruhunu ne kadar yorduğunu bilirim.Gerçi herkes kadar "fala inanmam arada falsız da kalmam" ama fal niyetine kahve içmem.Hele ki falların akıbeti,gidilecek yollar,o yollardan illaki birinin kapalı olması,bu yollara üç vakte kadar revan olunması,kuşun kısmet,atın nasip,devenin yükünce para getirmesi,terazinin devlet işine delalet etmesi,tabağın kahve damlalarının tutulan dilekler için en iyi bildirim olması...Dahası bakanın hayal gücüne kalmış..Ama ben kahvemi sadece sade severim...      Yanında sigara içmem ama içenler için ...

SİYAH RENK KRALLIĞI

      SİYAH RENK KRALLIĞI  Derviş,müziğin kalbindeki ritmine daha fazla karşı koyamamıştı.Üstündeki siyah hırkayı çıkardı,bir süre ona baktı ,kenara bıraktı ,nedense vedalaşır gibiydi ve başladı semaya.Meşk aşkı,aşk meşki destekledi.Ve dervişin ruhu kendinin bile bilmediği alemlere yolculuğa çıktı.Bu yolculukta kendisini izleyen siyah hırka,bugün değişik düşüncelere dalmıştı.Daha doğrusu hırkanın siyahı,siyah olduğu için adına yüklenen olumsuzluklardan rahatsız olduğunu tüm dünyaya haykırmaya karar vermişti.Ne de olsa siyaha gücün ve hırsın temsili olan renk gözüyle bakılmıyor muydu?        "Aşkın aldı benden beni        Bana seni gerek seni"        Yunus'un ilahisiyle daha da kendinden geçen derviş,sararıp solan hırkasının farkın nereden varsın?Siyah,hırkayı terk etmişti ve hırka renksiz kalmıştı.Ama yine de dervişi beklemekten vazgeçmedi.Siyah mı?         Siyah,geceye ilerleyen...
Resim

Masal Dinliyorum - Fatma Devrim | Melike Kılıç

Resim
Öylece durdum. Evet her şey o kadar hareketliydi ki hayatımda, ben öylece durmayı tercih ettim. Duvara yaslandım, ah ettim, of dedim, dere tepe düz gidemesem de, gelgitler yaşadım, sağım solum "sobe" dedim, sesimi duyan olmadı, duyan varsa da cevap veren olmadı. Tam bir iki adım atmıştım ki, ortalık insanla dolmaya başladı. Hepsi aynı şeyi söylüyordu. "Sobe, yine sen ebe". Ama ama siz az önce yoktunuz gözlüklü bayım. ama ama siz de yoktunuz elbiseli küçük kız. Mor elbiseli genç kız, elinde siyah çantası olan delikanlı, bastonlu teyze... Ama ama hiç biriniz yoktunuz... Siz ne zaman girdiniz benim hayatıma.. "İstersen sana yardımcı olayım" diye bir ses!!! Sesin yankısı, sesin kendisinden daha çok çıkıyordu ki; "Affedersiniz, tam olarak tanıyamadım sizi. Hangi masaldan geldiniz?" deyiverdim. Elimden tuttu masal kahramanı, "Sen benim nereden geldiğimi boş ver. Sen beni nereye götüreceksin, onu söyle?" "Bilmiyorum" diyeme...